Yazar Rumuzu: kf1410
Eser Sıra Numarası: 26022024eser01
GELECEĞE EĞİTİLMEK
Günümüzde
öğrencilerin gelişmişlik düzeyleri sahip oldukları bilgi seviyelerine göre
değerlendirilmektedir. Bu bilgilerin ülke içerisinde işlenerek ürün veya hizmet
olarak sunulmasıyla öğrencilerin ülkemize verdikleri katma değerleri ortaya
çıkmaktadır. Bir bilgi işlenirken o bilgiyi işleyen kişinin yapmış olduğu
muhakeme işlenen bilgiyi daha değerli kılmakta ve ülke ekonomisine olan
katkısını artırmaktadır. Bu yüzden eğitim ve öğretim hayatımızın en önemli
dönemi olan lise döneminde alacağımız iyi öğrenim sayesinde bilgiyi işleyebilme
yeteneğimiz artacaktır. Böylece ileride mesleki kimlik kazanacağımız üniversite
yıllarımızda daha başarılı olmamız mümkün olacaktır. Çünkü başarının anahtarı
gelecekte değil geçmişte saklıdır. Biz lise öğrencileri için ise yaşadığımız
anda gizlidir ve çok kıymetlidir. Bu anahtarı bu sıralardan geleceğe
taşıyamazsak başarının kapılarını açmamız mümkün olmayacaktır.
Yıllar önce izlediğim bir
belgeselde anne kaplumbağanın deniz kıyısındaki kumsala bin bir sıkıntı ile
yumurtalarını bırakması konu ediliyordu. Buraya kadar her şey gayet normaldir.
Çünkü doğadaki bütün annelerin yavruları için yapamayacakları hiçbir fedakârlık
yoktur. Onlar için canlarını bile verebilirler. Fakat anne kaplumbağayı diğer
canlılardan ayıran en müthiş özellik kazdığı çukura yumurtalarını gömmeden önce
onlara uzun süre bakış atmasıdır. Bu bakışlar asla sıradan bir bakış değildir.
Çünkü bakmadığı yumurtaların hiçbirinden yavru çıkmayacaktır. Çıksa bile yönünü
bulamadan olduğu yerde kalarak kurda kuşa yem olacaktır. Bunun aksine o bakışa
maruz kalan yumurtaların hepsi olgunlaşacak ve anne kaplumbağanın bakışlarıyla
aktarmış olduğu bilgilere sahip olarak yumurtadan çıkacaklardır. Öyle ki bu
bakışlar yavrunun yumurtadan çıkar çıkmaz hangi yöne ve hangi hızla gitmesi
gerektiğine karar vermesini sağlayacaktır. Öyle olmasaydı yavru kaplumbağalar
denizin nerede olduğunu nereden bileceklerdi? Ya da denize doğru gitmeleri
gerektiğinin kararını nasıl alacaklardı? İşin esas sırrı yumurtaların doğru
zamanda doğru eğitimi almış olmalarıdır. Bu eğitimi yumurtadan çıktıktan sonra
almak isteselerdi doğru zamanı kaçıracaklarından dolayı olgunlaşamayacak ve
yaşamları daha doğru dürüst bile başlamadan son bulacaktır. Doğadaki bu olay
benim lise öğrenimimi analiz etmemdeki en büyük düşünce kaynağım olmuştur. Bir
anda kendimi doğru zamanı kaçırmak istemeyen, öğretmenlerinin eğitici
bakışlarına muhtaç bir liseli kaplumbağa yumurtası olarak görmemi sağlamıştır.
Çünkü ilerideki yaşamımızda tavşan olabilmek için lisede kaplumbağa yumurtası
olmak ve olgunlaşmak gerekiyor.
Lise
dönemlerimiz bizlerin sosyal ve duygusal açıdan gelişim gösterdiğimiz
yıllardır. Bu dönemde gençler olarak kendimizi ve etrafımızı keşfederek, sosyal
ilişkiler kurar ve toplumda nasıl bir rol oynayacağımızı belirleriz. Bizler
çocukken sürekli olarak anne ve babalarımızı taklit ederken, lise yıllarımızda
eğitmenlerimizi taklit ederek onları ilerideki yaşamımız için rol model olarak
seçmişizdir. Bu yüzden tüm öğrenciler
için lise dönemi hayatın dönüm noktasıdır. Çocukluğun son bulup gençliğin başlangıcı
olan bu dönemde ruhumuz ile beynimiz her türlü bilgiye ve eğitime açtır.
Öğretmenlerimizin bizlere aktardığı bilgi beynimizi doyururken bakışları ve
davranışları ise ruhumuzu aydınlatarak ufkumuzu genişletmektedir. Lise
döneminde kazandığımız bu olgunluk, ilerideki yaşantımızda meyvelerini vermeye
başlayacaktır. Bizler de bu meyveler ile geleceğimizi idame ettireceğiz. İster
bir şirketin başında yönetici olalım, istersek de bürokrasinin merkezinde yer
alalım… Ne yaparsak yapalım belirleyeceğimiz vizyonumuz lise zamanında açılan
ufkumuz kadar olacaktır. Bir okyanus düşünün ki su doldurmak için içine girmiş
olasınız. Fakat bulunduğunuz yer okyanus dahi olsa elinizdeki kap kadar su
doldurabilirsiniz. Fazlasını isteseniz de dolduramayacaksınız. Bu yüzden insan
ufkunun kabını lise öğreniminde ne kadar geniş tutabilirse, ileride okyanusa
girdiğinde sahip olduğu kabın genişliği kadar faydalanabilecektir.
İçinde
yaşadığımız çağın bilgi çağı olduğunu unutmamalıyız. Nasıl ki tarım devrinde
toprak değerli ve bir zenginlik göstergesi olmuşsa bilgi çağı olan bu dönemde
de bilgiye sahip olan kişi ve ülkeler her zaman muasır seviyelere ulaşıp değer
görmüştür. Biz lise öğrencileri, ülkemizin muasır medeniyetler seviyesine
ulaşması yolunda sahip olduğu en entelektüel sermayelerinden biriyiz. Bu yüzden
lise öğrenimini başarıyla tamamlayan bireyler ileriki yaşamlarında insan
kaynakları bakımından ülkemizi daha zengin kılacaklardır.