Yazar Rumuzu: muhat2005
Eser Sıra Numarası: 23022024eser02
İMKANSIZ AŞK KAPTANI ATTILA İLHAN
Gençlik yaşlarımızda en çok acı çektiğimiz konulardan
birisidir aşk. Ne kadar sevdiğimi anlatamıyor, kimseyi de inandıramıyordum
içimdeki aşka. Ta ki Attila İlhan'ı tanıyana kadar. İnsan bazen aciz kalır anlatmakta
ve bir şiir görür " İçimdekiler tam olarak bu" diyerek her seferinde
o şiiri başa sarar, ilk defa okuyacak gibi heyecanlanır. Dedim ya gençlerin
acısı ve mutluluğudur aşk. Attila İlhan yüreğinden ve hayatından şiir yazan
edebiyata anlam katan bir şairdir. Ama şiirleri bin şairin şiirine bedeldir.
Aşk acımayan bir duygudur ne bana ne de Attila İlhan'a...
Ama bu acıyı yumuşatan güzel sözler olur tıpkı Attila İlhan'ın sözleri gibi.
Neden hep Attila ilhan diyorum çünkü Paris'te yaşadığı imkansız aşkı Maria
Missakian . Paris'te genellikle şairlerin ve yazarların takıldıkları kafede
takılıyor ve saatlerce oturup kitap okuyor. Bu kafede oturabilmek için yol
ücretinden yemek masrafından kesip ve oradaki bir fincan kahvesine koyuyor ve
zevk alıyor. Attila ilhan kitap okurken pek kafasını kaldırmaz ve kitabın o
incecik anlam dolu sayfalarına dalıyor. Kafasını sadece kahveyi yudumlamak için
kaldırır bir saniye bile etrafa bakmaz çünkü onu cezp eden bir edebiyat bir
şiir var. Kitabın her sayfası ona heyecanlı gelirken bir ses geliyor kulağına:
Türk müsünüz? Attila ilhan şaşırıyor ve başını kaldırıyor o ince ses onu
kendine çekiyor önünde bir kız Maria . Attila gözünü alamıyor ve ilk bakıştan
ilk sesten ona aşık oluyor. Maria desen onun gözlerindeki özlediği İstanbul
sokaklarını görüyor ve o kocaman > Paris'in içinde bir Türk gördü diye
seviniyor. Attila İlhan artık ne imkanı ne de imkansızı göremiyor. Tıpkı bu
genç yaşlarımdaki ben gibi ve diyor Jci " seni başka bir alfabe ile
sevdim". Maria ise harflerinde harf bulamıyor ve çok güzel hatıralar
birikiyor Paris'in sokaklarında . Kaçınılmaz gerçek geliyor ve Attila ilhan'ın
İstanbul'a dönmesi gerekiyor. Maria' yı yanına almak istiyor ama göçmen olduğu
için ona izin verilmiyor ve aşk büyük bir acıya kavuşuyor. Attila İlhan
İstanbul'a dönüyor, Maria ise Paris'te Attilasız yaşayamıyor ve Paris'in tüm
güzellikleri ona acı gelmeye başlıyor ve Londra'ya taşınıyor... Attila'nın
abisi Londra'ya ticaret amaçlı gidiyor ve Maria ile karşılaşıyor. Maria onun
gözlerindeki Attila'yı arıyor. Attila'nın abisi Attila ilhan'a bir mektup
yolluyor Maria evlenmiş ve iki çocuğu var ama eşi hep sarhoş ve onu çok üzüyor.
Konuşmaya devam ediyor. Ne zaman Attila desem gözlerinde büyük bir hüzün
birikiyor. Attila ilhan bu mektubu alır almaz yağmur kaçağı kitabında 'MARİA
MİSSAKİAN' adlı şiiri postalıyor.
Yüksek kaldırımda bir akşam
Maria Missakian düşündüm
Eğer kendimi bıraksam
Yağmur olabilirdim yağardım...
İlk kıtasında böyle diyor Attila ilhan ve Maria Missakian
aşkı böyleydi ve hep kendime soruyorum yağmur olsaydı ne şekilde yağacaktı diye
düşünüyorum.
Bu günümüze gelen Attila Ilhan'ın sadece bir şiiri ve bir
hikayesi muazzam eserlerinin bir tanesi. Bu bir eser bile ne kadar hayran
bırakıyor ve gerçekliğin edebiyata yansıtılabileceğini gösteriyor. Attila
Ilhan'ın bir şiiri daha:
"Görünmez bir mezarlıktır zaman
Şairler dolaşır saf saf
Tenhalarında şiir söyleyerek
Kim duysa / korkudan ölür
-tahrip gücü yüksek-
Saatli bir bombadır patlar
An gelir
ATTİLA İLHAN ÖLÜR"
Attila İlhan ölür ama şiirleri ve anlam dolu hikayeleri
hayatımıza iz bırakır.