Konusu:

“Kişisel gözlem ve deneyimleriniz ışığında, lise öğreniminin size ilerideki yaşamınız için kazandırdıkları hakkında ne düşünüyorsunuz?”

 

Yazar Rumuzu: Gönülçelen3872

 Eser Sıra Numarası: 27022024eser21


 

                                                                                                                      SIĞINAK


             Lise insanın hem kendini tanıdığı hem de tanıtmayı öğrendiği bir yerdir fikrimce. Kendini tanımak o kadar meşakkatli ilerleyen bir süreç ki liseye yeni geçtiğim zamanki hâlimle şu anki halim aynı odada olsa bırakın sohbet etmeyi çok büyük ihtimalle beş dakikayı bulmadan biri o odanın kapısından çıkıverirdi. Bulunduğum yaşlarda bir ayda bile o kadar çok değişiyorsunuz ki kendiniz bile hayret ediyorsunuz; kişiliğiniz yavaş yavaş oluşmaya başlıyor, düşünceleriniz şekilleniyor, yepyeni görüşlerle tanışıyorsunuz, yeri geldiğinde en karşıt olduğunuz düşüncenin bile  elle tutulur yanlarını görmeye başlıyorsunuz. Yetişkinliğe doğru bir adım atıp artık kişiliğinizdeki o sivri ve keskin uçları törpülüyorsunuz. Topluma, farklılıklara uyum sağlayacak hale geliyorsunuz. Belki farklı fikirlere sahipsiniz, hayatınızı çok uçlarda yaşıyorsunuz, herkesten bağımsız hissediyorsunuz ancak işin sonunda bu fikirlerinizden vazgeçmek zorunda değilsiniz, olmadığınız biri gibi davranmak zorunda da değilsiniz. Önemli olan bu fikirleri değiştirerek herkesle aynı olmak değil, onları ifade ediş biçimini düzeltmek, saldırgan bir üslup yerine iletişime açık, diğer fikirlere saygılı bir şekilde  kendinizi  ifade  edebilmek, insanla insanca iletişim kurabilmek. Önemli olan farklılık gördüğünüzde gemileri hemencecik yakmak yerine o gemilerin özgürce denizlere, okyanuslara açıldığını görmek. Bırakın sizden çok uzak olsun o gemilerin yine de hâlâ suyun üstünde usulca gezinmeye devam ettiklerini bilin yeter. Lise sadece iyi şeylerle gelmiyor size tabii ki. Bir sürü akranınız, kendini tanımakla meşgul insanla bir arada günlerinizi geçirince kalp kırıklıkları, üzüntüler de eksik olmuyor. Yeri geliyor öyle kırılıyorsunuz ki, tamam diyorsunuz ben hayatım boyunca kimseye güvenemeyeceğim artık ama böyle böyle öğreniyorsunuz insanın olduğu her yerde bunların yaşandığını.

 Zamanla unutuyorsunuz, kapanıyor yaralarınız. Geriye baktığınızda bu üzüntülerin hepsi bir ders oluyor size, hayatınız bitmiş gibi hissettiğiniz akşamların sabahlarına uyanıyorsunuz, bazılarını hatırladıkça gülüyorsunuz, belki buruk bir tebessüm bırakıyor arkasında. Liseyle beraber insan kendini tanıdığı kadar insanı da tanıyor artık. Çevrenizdeki insanlara nasıl yaklaşmanız gerektiğini, onları olduğu gibi kabul ederek onları anlamaya çalışmayı öğreniyorsunuz. Benmerkezciliği bırakıp empati yaparak farklı hayatlardan da kendinize dersler çıkarmaya başlıyorsunuz. Yetişkinlerin olduğu o olağanüstü dünyaya kendinizi  hazır hissetmeye başlıyorsunuz, kendinize yeni şeyler katma hevesiyle yanıp tutuşuyorsunuz, o dünyaya girmek için günleri saymaya başlıyorsunuz ancak bu aceleciliğin ardında size arada sırada aniden gelen bir hissiyat oluyor: Liseden asla kopamayacaksınız sanki sürekli olarak orada öğrenmeye devam etmeniz gerekli, daha hazır değilsiniz iste bu hisleri aştığınızda, lisede öğrendikleriniz size bir temel olup, sizin yeni şeyler öğrenmenizde sürekli yardım ediyor. Yavaş yavaş anlıyorsunuz artık hazır olduğunuzu. Tümüyle felsefi sorgulamalarla, maneviyat arayışında geçmedi lise. Arkadaşlarımla o kadar güzel anılar biriktirdim ki bazen keşke bu anılarım bir şekilde kaydedilse, canım sıkkın oldukça, hatırlamak istediğimde açıp izleyebilsem diyorum. Dostluğun en güzelini lisede tattım, en güzel günlerimi, en mutlu günlerimi lisede geçirdim. 16 senelik ömrümün en dolu dolu yıllarını tadına vararak çıkardım, geriye yetişkin olduğumda söylenecek keşkeler bırakmadım, içimden geldiğince yaşadım. Yetişkin olunca böyle şeylere vakit ayıramayacağımı düşündüm, temkinli bir şekilde ilerlersem pişmanlıklar bırakmaktan o kadar korktum ki bir sürü fevri karara hiç düşünmeden bodoslama atladım ve gerçekten bir tanesinden bile pişman değilim. Hepsini almam gereken birer ders olarak kabul ettim, iyisiyle kötüsüyle gençliğimi deli dolu geçirdim. Hâlâ devam ediyorum hatalar yapmaya, her şeye bodoslama atlamaya. Öyle ya gençliğin tadı en çok böyle çıkıyor. Geriye en çok böyle kendinizden izler bırakıyorsunuz. Yetişkin oluyorsun sıkıcı sorumluluklarla boğuşarak, yaşam savaşları veriyorsunuz gerçek dertlere kavuşuyorsunuz. Lisedeki dertleriniz, problemleriniz artık sizi koca bir şaka gibi gelmeye başlıyor. Büyüdükçe dertlerinizde sizinle beraber gitgide büyüyor. Lise yetişkin olmadan önce size tanınan son şanstır sorumluluklardan kaçabildiğiniz, artık ne istediğinize karar verdiğiniz, geleceğinizi  şekillendirmeye başladığınız yıllardır.

    Göz açıp kapayıncaya kadar geçer lisede yıllar. Lise sayesinde bizler yuvadan uçmaya hazırlanan kuşlar gibi son kez yuvamızın tadını çıkarıp uçmaya hazırlanıyoruz, uçtuktan sonra tanışacağımız o  kocaman dünyada yaşanacaklara hazırlanıyoruz. Bizi bağlı tutan liseden ayrıldığımızda belki de hepimiz farklı yönlere uçacağız, kendimizi farklı hayatların içinde bulacağız ancak hepimizin bir ortak paydası olarak kalacak lise.



önceki eser / sonraki eser