Yazar Rumuzu: yolda1605
Eser Sıra Numarası: 27022024eser05
DÖRT MEVSİM İÇİNDE BİR BAHAR, LİSE
Keşkelerin dönemi lise, dört basamak. Her basamağında
yükseldikçe küçülmeyi öğrendiğim dört basamak. Siyah-beyaz, romantik baktığım
dünyaya daha realist bakmayı, suyun insanı boğduğunu, ateşin yaktığını, hayatın
gri alanlarını öğrendiğim dört basamak.
Çemkirmek yerine yutkunarak konuşmayı, bir konuşup iki
dinlemeyi, terazide tartmayı, haklıyla haksızı ayırt etmeyi, emeğin en tatlı
üretim olduğunu anladığım yıllar…
Her şeyin altın tepside sunulmayacağını, her gecenin bir
sabahı olduğunu, umudun en değerli komşu olduğunu, sorumluluğun insanları
hayata hazırladığını ve insana özgüven verdiğini, öğrenmenin sonsuzluğunu ve
yaşının olmadığını, bilginin kullanılırsa benim olduğunu ve cehaleti aldığını,
eğitimin en büyük yatırım olduğunu, ilköğretimdeki hoyratça, kendimi dünyanın
tek sahibi sandığım yıllara karşı düşüncelerimin boyumla eşitlendiğini,
disiplinli, tutarlı, vakarlı olmayı, farklı arkadaşlıkları kazanç saymayı, at
gözlüğü yerine farklı bakış açılarıyla dünyaya bakmayı, sorunun değil çözümün
parçası olmayı öğrendiğim yıllar…
Matematikle hayatı hesaplamayı, edebiyatla gönül kazanmayı,
şiirlerle duygulanmayı, tarihle geçmişimizle gururlanmayı ve ders almayı,
coğrafyayla dünyanın Evliya Çelebi’si olmayı ve dünyayı keşfetmeyi, din kültürü
ile maneviyatımızı, ahlak bilgisiyle etik kuralları öğrendiğim yıllar…
Ergenlikle şekillenen bedenime paralel olarak akademik,
sosyal ve kişisel gelişimimin de şekillendiği yıllar. Temel beceri yanında
eleştirel düşünmeyi, problem çözmeyi, kendimi keşfetmeyi, kariyer hedeflemeyi,
sosyal sorumluluk bilincini, iletişim ve işbirliğini öğrendiğim yıllar…
Umudu beyaza; hüznü, yenilgileri siyaha boyadığım yıllar…
İyiyi kötüden, dostu düşmandan, yaşı kurudan, hamı olgundan,
nankörü sadıktan ayırmayı öğrendiğim yıllar…
Yenilgilerin zaferin temeli olduğunu, zamanı yönetmeyi,
disiplinli ve tutarlı olmayı, paylaşmayı, sevginin saflığını, yardımlaşmayı,
kalıcı arkadaşlıklar edinmeyi, erdemli olmayı öğrendiğim yıllar…
Küresel güçlerin aperitifi olmamak, gelecek kaygısı yaşamamak,
boş gezenin boş kalfası olmamak, toplumsal değişim ve dönüşümlere yabancı
kalmamak, keşkelere yenilmemek; kendi söküğünü kendi dikmek, sorumluluk
alabilmek, özgüvenli ve girişimci olabilmek için Büyük Önder Atatürk’ün dediği
gibi: “Yalnız tek bir şeye ihtiyacımız vardır, çalışkan olmak.”