Yazar Rumuzu: zümrüt0634
Eser Sıra Numarası: 21022024eser01
LİSE SOHBETLERİMİN BANA KATTIKLARI
Lise denince aklımda canlanan şu anı ile bir başlangıç yapmak istiyorum:
Yine bir gün okuldayız. Teneffüs arası başlamış, arkadaşlarımla sıralarımızda oturuyoruz. Kimimiz tostunu kemiriyor, kimimiz çubuk krakerle idare etmeye çalışıyor. Bir arkadaşımız ise hararetli hararetli hafta sonu başından geçen bir olayı anlatıyor. O anlatıyor, biz de kahkahalarla gülüyoruz. Öyle gülüyoruz ki bize sinirleniyor, sinirlendikçe de daha da şiddetle, hırsla anlatıyor. Öylesine keyif alıyoruz ki hikâyeden, zil çoktan çalmış, öğretmen sınıfa girmiş, bizim susmamızı bekliyor ama biz bir sonraki dersin başladığını fark bile edemiyoruz. O on dakikalık teneffüs bize bir saniye gibi gelmiş, kahkahalarımız bize zamanın varlığını unutturmuş.
Lise yıllarımın sonuna doğru geldikçe daha iyi anlıyorum hayatımda kapladığı yeri. 4 sene çok hızlı geçti, tıpkı bizim 10 dakikalık teneffüslerin bir çırpıda bitivermesi gibi. Geriye dönüp baktığımda sanki bir dağın tepesinden aşağıyı izliyormuş gibi hissediyorum. Sanki ben zirveye ulaşmak için günlerce uğraşan bir dağcıyım da yolda gelirken üzerine bastığım her taşı, durup mola verdiğim her yeri hafızama kazımışım, lisedeki her anımı kafama yazdığım gibi. Şimdi zirveye yaklaşmaya çok az kaldı ama ben hâlâ dağın eteklerine inip yeniden başlamak istiyorum. Liseye ilk başladığımda eğitim hayatıma kaldığım yerden devam ediyormuşum gibi hissetmiştim, şimdi ise hayatımın dönüm noktası olarak tanımlıyorum. Bu şekilde tanımlamamın en büyük sebebi ise lisenin bana gelecek hayatım için kattıkları.
Lisede sıraların üstüne oturup yaptığımız sohbetler o an bizlere sadece keyifli vakit geçirmek gibi gözükse de hepimize unutulmaz tecrübeler, hisler, fikirler kattı. Birbirimizi dinlemeyi ve en önemlisi de anlamayı öğrendik. Hepimizin sahip olduğu farklı bakış açıları vardı ve bu bize kendi perspektifimiz dışına çıkarak olaylara bambaşka noktalardan bakmayı öğretti.
Öncesinde olayları sadece kendi doğru ve yanlışlarıma göre değerlendiriyordum. Fakat artık bir hikâye okuduğumda, gazetede bir haber gördüğümde veya etrafımda birisinin başına gelen bir olayı duyduğumda durumu kendime göre değerlendirmek yerine karşı tarafla empati kuruyor, nasıl duygulara, düşüncelere sahip olduğunu anlıyorum. Bu duruma en büyük katkı ise Türkiye’nin her bir yanından gelen öğrencilerin olduğu bir yatılı okulda okumama ait. Burada oldukça farklı insanlarla tanıştım. Her birinin sahip olduğu kültür, bilgi birikimi ve düşünce yapısı benimkinden bambaşkaydı. Kimisi oldukça rahat, kimisi çok gergindi. Kimi ileride akademisyen olmak istiyordu, kimisi ise kendi işini kurmak… Bazıları tenis oynuyordu, bazıları ise piyona çalıyordu. Hepimizin başka hayalleri, yetenekleri, ve gelecek planları vardı. Bu sebeple olacak ki bir arada toplanıp sohbet ettiğimizde herkes konuya kendi bakış açısından yaklaşıyor, olayın farklı yönlerini görüyor ve bambaşka yorumlar yapıyordu. Bu sohbet ortamlarında ortaya öyle fikirler, öyle görüşler dökülüyordu ki daha öncesinde hiç üzerine düşünmediğim, varlığından bile haberdar olmadığım konular üzerine düşünmeye başlamış buldum kendimi.
Şimdiye kadar hayatı sadece kendi bakış açısından görmüş birisi olarak bu kadar geniş bir kültür ortamına girmek ve buradaki insanlarla fikir alışverişinde bulunmak benim düşünce dünyamı ve hayatımı anlama şeklimi değiştirdi. İyi ki böyle bir okulda okuyorum diyorum, çünkü edindiğim yeni perspektiflerin ve empati kurma yeteneklerimin ilerideki hayatıma büyük katkılarda bulunacağına inanıyorum. Bu yeteneklerin beni gerek kariyerimde, gerekse ilerdeki hayatımda sahip olacağım sosyal ortamlarda bir adım öne geçireceğine güveniyorum. Böylece hangi mesleği yaparsam yapayım ortaya bir iş çıkaracakken veya önemli bir karar almam gerekirken bu işimin ve kararlarımın toplumun bütün kesimi üzerindeki etkilerini düşüneceğim ve ülkeme, vatanıma daha faydalı işler yapabileceğim. Aynı zamanda herhangi bir insanla sohbet ederken kendi yargılarımdan bağımsız olarak o kişiyle sohbetimi derinleştirebileceğim ve herkesin problemini anlayıp değerlendirebileceğim.
Bu sohbetler aynı zamanda bana kendimi tanıma fırsatı sundu. Kendimi sosyal ortamlarda tanıtmam ve kendi karakterimi çizip bunu insanlara göstermem gerekiyordu. Fakat ben, kim olduğumu tanımlamakta zorluk çekiyor, kendimi basit kalıplara tanımlayarak anlatmaya çalışıyordum.
Lise hayatım sayesinde neler yapmaktan hoşlandığını, nelerden haz etmediğini, ileride nasıl bir meslek yapmak istediğini bilmeyen ben, bu soruların cevaplarını buldum ve kendimi keşfettim. Lise sohbetlerimin yanı sıra katıldığım sosyal kulüpler, faaliyetler ve okulda gördüğüm dersler kim olduğumu anlamamda oldukça yardımcı oldular. Normalde kendimi sadece sayısal alanda yetenekli olarak tanımlarken ve edebiyata, sosyal bilimlere kapılarımı tamamen kapatmışken bir anda kendimi bir dergi için psikoloji üzerine yazı yazarken buldum. Sadece matematik dersini sevdiğimi kendime telkin verirken yaklaşan tarih derslerimin hesabını yapar oldum. Kendimi belli bir kalıba sığdırıp kısaca “sayısalcı” olarak tanımlamaya çalışırken çeşitli ilgi alanlarına sahip olduğumu ve asla genel-geçer tek bir kelimeyle tanımlanamayacağımın farkına vardım. Kendi çok yönlülüğümü keşfettim, bir insanın hem sözel hem de sayısal alanlarda eşit derecede yetenekli ve bilgili olabileceğini anladım. Kod yazmaktan aldığım keyfin felsefe üzerinde düşünürken aldığım keyifle aynı olabileceğini gördüm. Bu sayede aslında her birimizin bu dünya üzerinde ne kadar farklı, özel insanlar olduğumuzu fark ettim.
Hepimizin zevkleri, yetenekleri ve ilgi alanları çok başka ve bu bizi biz yapan özellikler. Bu farkındalığım hem özgüvenimi hem de benlik anlayışımı pozitif yönde etkiledi. Bu noktada lise hayatım gelecek planlarımı çizmemde büyük bir yol oynadı. Kendimde fark ettiğim bu ilgi alanlarım ve yeteneklerim sayesinde birçok farklı kariyer patikalarının önü açıldı. Günümüzde çok uluslu şirketler ,bünyelerinde birbirinden farklı yetenekleri aynı anda barındıran insanlar arıyorlar, çünkü farklı disiplinlerin kesişimiyle oluşmuş kompleks problemleri çözmeyi amaçlıyorlar. Örneğin bu büyük şirketler sadece bir yazılımcı değil, ayrıca çevre hakkında da bilgi sahibi bir eleman arayışındalar. Çünkü geliştirecekleri algoritmalarla çevre problemlerini çözmek istiyorlar. Bu sebeple sahip olduğum farklı alanlardaki yeteneklerimin beni gelecekte kariyerimde iyi bir noktaya taşıyacak ve şirketlerde çok aranan bir eleman haline getirecek. Mesleğimi icra ederken de kendi değerimin ve yeteneklerimin farkında olacağıma , bu yeteneklerimi en verimli şekilde değerlendireceğime inanıyorum ve bunu bana kattığı için lise hayatıma minnettarım.
Lisedeki bu sohbetlerim her ne kadar moralimi düzeltmemde ve iyi hissetmemde bana yardımcı olsa da herkes gibi ben de bazı zor durumlarda yalnız kaldım. Liseyi yatılı okulda okumam sebebiyle bütün zorluklara tek başıma göğüs gerdim. Moralim bozulduğunda veya sınavlardan dolayı stres olduğumda kendi moralimi kendim yükseltmem gerekti. Bir problemle karşılaştığımda hep tek başımaydım ve bu problemlerle tek başıma başa çıktım. Birçok gündelik işimi kendim hallettim. Çamaşırlarımı başta soldurarak en nihayetinde yıkamayı, gömleklerimin yakalarını yakarak ütü yapmayı öğrendim. Karnım acıktı, kendi karnımı doyuracak atıştırmalıklar hazırlamayı öğrendim. Hasta oldum, günlerce yatakta yattım, kendime bakmam gerekti. Kendi hastalığımı kendim iyileştirdim, ateşimi kendim ölçtüm, ilaçlarımı kendim takip edip içtim. Lise bana bu konuda her zaman sorunlarımla başa çıkmayı ve kendi kendimin arkadaşı olmayı öğretti. Gelecekte ise herhangi bir zorlukla başa çıkmam gerektiğinde buradan öğrendiğim yöntemlerle yılmadan, yorulmadan, tek başıma her şeyin altından kalkacağım. Dayaklı ve güçlü olacağım, karşılaştığım en ufak problemde moralimi bozmayacak, daima o problemi çözmeye odaklanacağım, tıpkı lisede yatılı okurken yaptığım gibi. Gerek iş, gerekse gündelik hayatımda yoluma çıkan bütün taşları tek başıma yolumdan kaldıracağım. Kimseye ihtiyacım olmayacak, kendi kendine yeten bir birey olacağım.
O sohbetlerimin her biri çok özel, çok kıymetliydi ve hepsi benim hayatımda çok kıymetli yerlere dokundular. Hepsi şu anki ve gelecekteki beni inşa ettiler. Tanıştığım her insan bana bir şeyler öğretti, beni düşünceleriyle ve hayalleriyle farklı yerlere taşıdılar. Kendimi, yeteneklerimi ve beni diğerlerinden ayıran özelliklerimi keşfettim. Zorluklarla tek başıma mücadele etmeyi öğrendim. Edindiğim bütün bilgiler, geleceğime doğru ışık tuttu ve gelecekte de ışık tutmaya devam edecek. Liseden mezun olup hayatın rehavetinde kaybolup giderken tıpkı bir dağcının bastığı her taşı hatırlaması gibi lisede sıraların üzerinde arkadaşlarımla yaptığım sohbetlerin anıları da hafızamda birer mihenk taşı olarak kalacak.